SAĞLIKLI BESLENME
Beslenmeye giriş

Beslenmeye giriş

Beslenmenin tanımı ;

Beslenmeye giriş yaparken en başta tanımın verilmesi konunun gerekçesini net olarak tayin etmek açısından faydalı olacaktır; İnsanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin ögelerini vücuduna alıp kullanabilmesidir.   

Gördüğünüz gibi bu tanımda ağız tadı diye bir kavram yoktur. Ancak, çağdaş hayatımızda biz, gıda şirketlerinin çirkin oyunlarıyla farkında olmadan öyle bir noktaya gelmişiz ki, ağız tadı öğünlerimizin manası haline gelmiş.

Halbuki, sofraya lezzet, bereket, mutluluk katan yegane olay, maharetli eller ve sevgiyle hazırlanmış o yemeklerin aile fertleri, akrabalar ve misafirler ile hep birlikte sıcak sohbetler eşliğinde yenilmesidir. Gerçek ağız tadı bu muhabbet içinde yaşanır ve özellikle bu bizim topraklarımızın vazgeçilmez bir ritüelidir.

Beslenmenin önemi ;Beslenmeye Giriş

Dünya Sağlık Örgütünün (WHO: World Health Organization) 2013 yılı raporuna göre, Alkol ve Tütün ürünlerine bağlı yaşam kayıpları %13 iken, Yanlış beslenme neticesi hayatını kaybeden insanlar %42’ye ulaşmıştır.

Dikkatinizi çekerim bu 2013 yılına dair istatistik diyor ki; Yanlış beslenme sonucu hayatını kaybedenler Alkol ve Tütünden yaşamını yitirenlerin 3 katına ulaşmış. Şu anda ise dünyada 11 kişiden 1’i Şeker hastası (Diyabet II), bunlardan 4 tanesinden 3’ü orta, düşük gelir seviyesine sahip ve 3 diyabetliden 2’si şehirde yaşıyor. 4 yetişkinden 3’ü Aşırı kilolu veya Obez, 4 kişiden 1’i kanser.

Beslenmeye Giriş-Sağlıklı beslenme
Beslenmeye Giriş-Sağlıklı beslenme

Sonuç olarak, “Beslenme” Ruhsal ve Bedensel sağlığımız üzerinde %100 önemi olan hayati bir olgudur.

İşin aslı “Canım, bu konunun önemini biz zaten biliyor ve dikkat ediyoruz. Protein ağırlıklı beslenip, sebzeyi ve süt ürünlerini de ihmal etmiyoruz.” dediğinizi duyar gibiyim. Öncelikle protein ağırlıklı beslenmek diye bir kavram yoktur. Bir insanın ihtiyacı olan protein miktarı kilo başına ~1gr olup, bunun en az % 60’ının hayvansal kaynaklı olması önerilir. Eğer, kişi sporcu ise yaptığı sporun sıklık, süre ve şiddetine bağlı olarak bu değer 1,5, 2,0 gr’a hayvansal kaynak oranı da % 100’e kadar çıkabilir. Yani “ağırlıklı” filan değil, her konuda olması gerektiği gibi miktarların çerçevesi rakamlarla net bir şekilde çizilmelidir.

Günümüz besinlerindeki temel sorun

Ancak, ne yazık ki mesele onun ötesindedir. Mesela protein ihtiyacınızı karşılamak için et tüketiyorsunuz, ancak bunu temin ettiğiniz hayvanlar artık mera değil ahır hayvanı ve vücutlarında damar tıkayıcı (aterojenik) yağlar var. Tabi, bu sakıncalar o hayvanların sütü ve süt ürünleri için de geçerli. Tavuk yeseniz, piyasadan çekilmiş antibiyotiklerle besleniyor ve onlar da kapalı bir alanda hareketsiz oldukları için bizim bağ dokumuzu besleyecek olan kükürtlü bileşikleri içermiyor. Sebze yeseniz, artık ciddi miktarlarda zirai ilaç ihtiva ediyor. Hazır paketli, endüstriyel ürünlerdeki sakıncalardan bahsetmiyorum bile, onları zaten hiç satın almayın.

Özet olarak, ne yazık ki günümüzde “Ben her şeyden yiyorum, sağlıklı besleniyorum.” demekle bu iş olmuyor. Yazının başlığında “Günümüzde Sağlıklı Beslenme” emek istiyor derken işte tam olarak da bunu kastetmek istemiştim. Bundan 50-60 sene evvel aldığınız besinler evet sağlıklı, ama şimdi marketlerden satılan besinlerin isimleri aynı, fakat içerikleri bambaşka !

Sonuç olarak bu bölümde, beslenmenin temeli ve marketlerdeki besinlerin sakıncaları hakkında bilgi sahibi olurken, “Beslenmede Doğru Seçimler” bölümünde konu ile ilgili çözümlere ulaşabilirsiniz.